Wuxi Meili Bölgesi Müzesi, bin yıllık Taibo Tapınağı’nın batısında ve Bodu Nehri’nin kuzeyinde yer alan Meili antik kentinde bulunmaktadır. Antik kent, Shang ve Zhou hanedanlarına kadar uzanan bir geçmişe sahip olup, Wu kültürünün kuruluş hikayelerine ev sahipliği yapmaktadır. Müzenin tasarımı, küçük bir alanda yer alması nedeniyle Wu kültürünün kuruluş hikayesini anlatmaya odaklanmıştır.
Wuxi Meili Bölgesi Müzesi, Shang ve Zhou hanedanlarına ait arkeolojik alanın yanında Ming ve Qing hanedanlarına ait eski ticari binaların bulunduğu bir yerleşim bölgesinde yer almaktadır. Müzenin tasarımı konusunda mimari açıdan hangi tarzın tercih edileceği, müzenin işlevinin tarihi sergiler mi yoksa semtin bir parçası olarak ticari faaliyetler mi olacağı ve antik alanın modern topluluk temelli günlük yaşama nasıl entegre edileceği konuları üzerinde çalışılmıştır.
Proje ekibi, detaylı bir müzakere sonucunda tasarım konseptini belirlemiştir. Mimari tasarım açısından Shang ve Zhou dönemi mimari imajı belirgin olmadığı için bu tarz tercih edilmemiş, Ming ve Qing hanedanlarını taklit eden kültürel damar da uygun görülmemiştir. Müze, modern bir mimari stile dayanarak, bitişik kentsel alanlarla uyumlu bir şekilde tasarlanmıştır. Müze, kültürel mirasın yorumlanmasında akademik değerini korurken ticari bölgeyle de uyumlu bir kamusal alan olarak işlev görmektedir. Ayrıca yapının biçim ve hacmi, bölgenin dokusu ve ölçeğine uygun olarak tasarlanmıştır. Belirlenen bu üç fikir, tasarım sürecinde rehberlik etmiş ve proje müşteriden tam destek almıştır. Simbiyoz tasarım bağlamında üretilen proje, iyileştirilmiş bir şema, çok disiplinli bütünleşik tasarım ve sorunsuz bir inşaat süreciyle tamamlanmıştır.
Müze mimarisi, iç ve dış mekanın ziyaretçi akışına uygun düzenlenmiştir. Sergi salonu yaklaşık 1000 m² ve tüm sergiler tek bir hat üzerinde sırayla sunuluyor, böylece ziyaretçiler geri dönmeden tüm turu tamamlayabilir. Binanın girişi ve şantiyesi farklı yerlerde olduğundan, turun tüm salonları bağlaması ve sonunda merkezi kareye yönelmesi fikri benimsenmiştir. Çatıya eğim verilerek bir atriyum oluşturulmuş ve ikinci katta yer alan açık alanda ise, rüzgardan ve yağmurdan korunarak nehir manzarası izlenebilir.
Müzenin ana dış malzemesi, Jiangnan bölgesindeki geleneksel konut mimarisi tarzını taklit eden beyaz duvarlar, koyu renk çatılar ve ahşap pencerelerin öne çıktığı ticaret bölgesindeki diğer binalardan farklılaşması için seçilen gri tüftür. Gri rengin siyah ve beyaz arasında bir geçiş sağlaması, binanın çevreyle uyumlu olmasına yardımcı olur. Farklı cilalama önlemleriyle işlenen gri taşın kullanımı, duvarın canlı, narin ve doğal varyasyonlarını ortaya çıkarmak için tasarlanmıştır. Yatay olarak çizilen duvar yarıkları, üst üste binen tabakaları anımsatırken, yağmurlu günlerde taşın hava koşullarına bağlı olarak değişen dokusu, Jiangnan su kasabasının karakteristik ambiyansına katkıda bulunur.
Kaynakça:
Archilovers.com
YORUM YOK